top of page
  • ALBAHukuk

Tanıma ve Tenfiz Davaları

Güncelleme tarihi: 9 Nis 2020



Yurt dışındaki mahkemelerden alınmış olan kararların Türkiye’de doğrudan uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun için ilgili kararın Türkiye’de de kesin hüküm ve kesin delil niteliği taşıyarak hukuki statü kazanması açısından tanınması(tanıma davası), eğer kararda icrai işlem gerektiren bir husus varsa bunun için de tenfiz davası açılması gerekir.

Tanıma ve tenfiz için gerekli şartlar Milletlerarası Özel Hukuk Kanunu’muzda(MÖHUK) şu şekilde sıralanmıştır:

Kararın bir mahkeme tarafından verilmiş olması,

Verilen kararın kesinleşmiş olması,

İlgili kararın hukuk davalarına ilişkin olması

Ancak bir kararın tenfiz edilebilmesi için aranan şartlar yalnızca bunlar değildir. MÖHUK md.54’te şu şartlar aranmıştır:

MADDE 54 –  (1) Yetkili mahkeme  tenfiz  kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir:

                          a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların  tenfizini  mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması.

                          b) İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması,

  c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması.

                         ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı  tenfiz  istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz  istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.


Md.54’te de açıkça düzenlendiği üzere, kararın tenfiz edilebilmesi için devletler arasında mütekabiliyet ilkesinin geçerli olması, yani karşılıklı olarak anlaşma bulunması veya fiili uygulamalarının bulunması gerekmektedir.

Ayrıca yabancı mahkemede verilen kararın münhasıran Türk mahkemeleri yetkisine girmeyen bir konuda olması gerekir. Örneğin vesayete ilişkin konular Türk mahkemelerinin yetkisine girmektedir.

Yukarıda belirtilen şartlar sağlandıktan sonra, yabancı mahkeme tarafından verilen karar sorgulanmaz, denetlenmez, hukuki gerekçeleri değerlendirilmez. İlgili şartlar var ise tanıma ve tenfiz talebi yerine getirilir. Karşılıklılık ilkesi tanıma kararları için aranmaz.


Kimler Tarafından Açılabilir?


Hukuki yararı olan herkes bu davaları açabilir.


Yetkili ve Görevli Mahkeme Neresidir?


Yetkili mahkeme talepte bulunan kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri mahkemesidir. Eğer kişi Türkiye’de ikametgaha sahip değil ise yetkili mahkemeler İstanbul, Ankara ve İzmir mahkemeleridir.


Görevli mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Ancak tanınması veya tenfiz edilmesi istenen husus boşanma ve aile hukukuna ilişkinse görevli mahkeme aile mahkemesi olacaktır.


2019 Düzenlemesi


Boşanma ile ilgili 2017 yılında getirilmesi planlanan düzenleme 2019 yılında gerçekleştirilmiş olup, artık yabancı ülkede boşanmış olan çiftlerin konsolosluğa yapacakları başvuru veya Türkiye’de Nüfus Müdürlüğü’ne yapacakları başvuru ile dava açmadan, Türkiye’de de boşanmış olacaklar ve nüfustaki kayıtları değiştirilebilecektir. Ancak bunun gerçekleşmesi için her iki tarafın da başvuru yapmaları gerekmektedir. Başvurunun birlikte yapılmasına gerek yoktur, aynı dönem içinde yapılması yeterlidir. Fakat taraflardan biri buna karşı çıkar veya başvuru yapmaz ise tek yok dava açmaktır.


Sonuç

Tüm aşamalar tamamlandıktan sonra karar Türk Mahkemeleri tarafından verilmiş gibi geçerlilik kazanacaktır. Bu işlemlerin yapılması için avukatınıza vekalet verdikten sonra Türkiye’de bulunmanıza gerek olmayacaktır.


95 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page